Türkiye'de enflasyon oranı son yıllarda dalgalı bir seyir izleyerek, 2021 yılından itibaren hızlı bir artış göstermiştir. TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine göre, 2023 yılı yıllık enflasyon oranı %64,77 olarak açıklanırken, ENAG (Enflasyon Araştırma Grubu) tarafından hesaplanan E-TÜFE (Elektronik Tüketici Fiyat Endeksi) yıllık enflasyon oranı %127,21 seviyesindedir. Bu farklılık, Türkiye'de enflasyonun gerçek boyutlarının anlaşılması için önemli bir tartışma konusu oluşturmaktadır.
Türkiye'de enflasyon oranı, son 5 yılda büyük dalgalanmalar yaşamıştır. 2019 yılında %11,84 olan yıllık enflasyon oranı, 2020 yılında pandeminin etkisiyle %14,60 seviyesine ulaşmıştır. 2021 yılında hızlı bir artışla %36,08’e yükselen enflasyon, ENAG verilerine göre %82,81 olarak kaydedilmiştir. 2022 yılında TÜİK’e göre %64,27 olan enflasyon, ENAG verilerinde %175,55 olarak açıklanmıştır. 2023 yılı sonunda ise TÜİK %64,77, ENAG ise %127,21 oranlarını bildirmiştir.
Türkiye’de enflasyon oranının yüksek olmasının başlıca nedenleri şunlardır:
Hissedilen enflasyon, tüketicilerin günlük yaşamlarında karşılaştıkları fiyat artışlarını daha doğru bir şekilde yansıtmaktadır. Resmi enflasyon oranları, TÜİK tarafından hesaplanan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) baz alınarak açıklanmaktadır. Ancak, TÜFE'nin hesaplamasında kullanılan sepet, tüketicilerin gerçek harcama kalıplarını tam olarak yansıtmamaktadır.
Hissedilen enflasyonun resmi enflasyondan yüksek olmasının ekonomiye başlıca etkileri:
Resmi enflasyon ve hissedilen enflasyon arasındaki fark, bankaların faiz politikasını önemli ölçüde etkilemektedir. Bankalar, faiz oranlarını belirlerken sadece resmi enflasyon oranlarını değil, aynı zamanda hissedilen enflasyon oranlarını da dikkate alırlar. Bu durum, bankaların tüketicilerin gerçek olarak hissettiği enflasyon oranlarını daha iyi anlamalarını ve kararlarını daha gerçekçi bir şekilde belirlemelerini sağlar.
Türkiye'de enflasyon oranlarının yüksek seyretmesi, özellikle sabit gelirli ve emekli vatandaşlarımızı derinden etkiliyor. TÜİK ve ENAG verilerindeki büyük farklılıklar, resmi enflasyon oranlarının gerçek yaşam maliyetlerini yansıtmadığını ortaya koyarken, emeklilerimizin yaşam standartları her geçen gün daha da düşüyor. Emeklilerimizin açlık sınırının altında ezilmesi, ülkemizin en önemli sosyal sorunlarından biri haline gelmiş durumda.
Resmi enflasyon oranları, genellikle TÜİK tarafından hesaplanan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) baz alınarak açıklanmakta. Ancak, TÜİK’in hesaplamalarında kullanılan tüketim sepeti, emekli vatandaşlarımızın gerçek harcama kalıplarını tam anlamıyla yansıtmıyor. Bu nedenle, resmi enflasyon oranları ile emeklilerimizin hissettiği enflasyon arasında büyük farklar oluşuyor.
ENAG verilerine göre, gerçek enflasyon oranları %127,21 gibi yüksek seviyelere ulaşmışken, emekli maaşları bu artışa ayak uyduramıyor. Gıda fiyatlarındaki sürekli artış, emekli vatandaşlarımızın zaten kısıtlı olan bütçelerini daha da daraltıyor. Emekliler, yaşamlarını sürdürebilmek için temel gıda maddelerine dahi ulaşmakta zorluk çekiyor.
Merkez Bankası'nın düşük faiz politikası, Türk lirasının değer kaybetmesine yol açarak enflasyonu daha da tetikliyor. Döviz kurundaki artış, ithalat maliyetlerini artırıyor ve bu da temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarının hızla yükselmesine neden oluyor. Emekli maaşları, bu fiyat artışları karşısında eriyip gidiyor. Emekliler, hayatlarının bu döneminde huzur ve güven içinde yaşamak yerine, geçim derdiyle boğuşuyorlar.
Bir sosyal devletin en temel görevlerinden biri, vatandaşlarının insanca yaşayabileceği şartları sağlamaktır. Ancak, Türkiye'de mevcut ekonomik politikalar ve yüksek enflasyon oranları, emeklilerimizi açlık sınırının altında yaşamaya mahkum ediyor. Bu durum, sosyal devlet anlayışının ciddi bir şekilde sorgulanmasına neden oluyor. Emekliler, yıllarca çalışarak verdikleri emeklerin karşılığını alamıyorlar ve adeta kaderlerine terk ediliyorlar.
Emeklilerimizin yaşam standartlarının yükseltilmesi için acilen atılması gereken adımlar bulunmaktadır:
Sonuç
Emeklilerimiz, yıllarca çalışarak ve emek vererek ülkemize katkıda bulunmuş insanlardır. Onların açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edilmesi, büyük bir adaletsizlik ve toplumsal sorundur. Sosyal devletin gereği olarak, emeklilerimizin insanca yaşam koşullarına kavuşması için gerekli adımlar bir an önce atılmalıdır. Emeklilerimize hak ettikleri saygı ve değeri göstererek, onlara daha iyi bir yaşam sunmak, hepimizin ortak sorumluluğudur.
Takım | O | A | P |
O | A | P | |
1.GALATASARAY A.Ş. | 36 | 91 | 95 |
2.FENERBAHÇE A.Ş. | 36 | 90 | 84 |
3.REEDER SAMSUNSPOR | 36 | 55 | 64 |
4.BEŞİKTAŞ A.Ş. | 36 | 59 | 62 |
5.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ | 36 | 60 | 54 |
6.EYÜPSPOR | 36 | 52 | 53 |
7.TRABZONSPOR A.Ş. | 36 | 58 | 51 |
8.GÖZTEPE A.Ş. | 36 | 59 | 50 |
9.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. | 36 | 52 | 49 |
10.KASIMPAŞA A.Ş. | 36 | 62 | 47 |
11.TÜMOSAN KONYASPOR | 36 | 45 | 46 |
12.CORENDON ALANYASPOR | 36 | 43 | 45 |
13.BELLONA KAYSERİSPOR | 36 | 45 | 45 |
14.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. | 36 | 45 | 45 |
15.ONVO ANTALYASPOR | 36 | 37 | 44 |
16.SİPAY BODRUM FK | 36 | 26 | 37 |
17.NET GLOBAL SİVASSPOR | 36 | 44 | 35 |
18.ATAKAŞ HATAYSPOR | 36 | 47 | 26 |
19.ADANA DEMİRSPOR A.Ş. | 36 | 34 | 2 |
Yorum Yazın